AYŞE'NİN DEĞİŞİM ÇABASI
Ayşe öğle vakti arkadaşı Leyla ile çay içti. Ona içini açıyordu artık. Durması gerektiğini hissetti. Ona içini bu denli açmaması gerekiyordu. Ayşe biraz sızlanır gibi, şikayet eder gibi konuşuyordu. Arkadaşının kendisini umutsuz zannetmesinden korktu. Niyeti şikayet etmek değildi kesinlikle, o kadar huzurlu bir hayatı vardı ki, herkes bu huzura sahip olsa keşke diye iç geçirirdi ara ara. Arkadaş ortamında olumsuzlukları dillendirmemeye, kontrollü olmaya karar verdi. Dikkatini kendinden çok onlara verecekti, onların dünyasına ilgili olacaktı, gündelik konuşacaktı ama olumsuzluklardan bahsetmeyecekti.
Akşam üzeri işlerini bitirip eve gitti Ayşe. Bakıcı börek yapmıştı, yine özensiz yapmıştı. "hiç yapmasaydı daha iyiydi" diye kızdı içinden. Çamaşırları da toplamamış. Burak'ın demesine göre Kayra ile oynamışlar bütün gün. Olsun . İyi olmuş. "Çocuklarım mutlu en azından , börek de kuru oluversin" dedi kendi kendine. Çocuklar uyuyunca taktı kafasına bakıcının davranışlarını. Yaparım dediği şeyleri yapmıyordu ya da özensiz davranıyordu. Canı sıkıldı.
Bakıcı gücünün yetmediklerine karşı hep ezdirmişti kendini hayatı boyunca, hiç kimseye ses çıkarmamıştı. Ayşe ise sakin, nezaket sahibi , kibar bir insandı. Ama bakıcı bu durumu kullanıyordu Diğer insanlar da -yani yaralı insanlar - ondan farksız değillerdi. Gücü gücüne yetene, dünya böyle bir yerdi.
Ayşe bunları düşünürken, az önce komşusuna olan tavrını da gözden geçirdi. Kendi üslubunu sorgulamaya başlamıştı, çok mu sertti acaba? Aman canım bu komşu da soruyor da soruyordu. Fikir istiyordu durmadan. Ama bazı şeyleri duymaya hazır değildi zannınca. Ayşe bundan böyle komşusuna yorum yapmamaya hatta onu dinlememeye karar verdi. Onun yanında derinlere dalmayacaktı, güncel konulardan konuşacaktı; patlıcanı küp küp doğradım, yeşil fasulyeleri verevine kestim gibisinden. Ve şuna karar verdi: şu dakikadan itibaren hiç bir üçgenin içinde bulunmayacaktı. Mesela az önce komşunun kendi kayınvalidesi hakkında dedikodusunu dinlemişti, üstelik kadını da tanıyordu. neden dinlemişti ki sanki? Böyle zamanlarda içine kapkara bir bulut çöküyordu işte. kendi kendine söylendi yine "Ayşe dinleme bunları, konuşma, soru sorma, laf kalabalığı yapma işte."
Ertesi sabah iş için evden çıkarken komşusuyla karşılaştı yine. Derin sulara girmeden konuştular. Ayşe komşusunun dert yanmasına müsaade etmedi bu sefer. Sonrasında işe gitti. Mola vakti geldiğinde arkadaşı Leyla ile sabah kahvesi içtiler. Daha fazla dinleyici, daha az konuşmacıydı bu sefer. Eskiye nazaran kontrollü olduğunu fark ediyordu.
31 Ağustos 2005
Yorumlar
Yorum Gönder